İnsan doğası gereği, çeşitli nedenlerden dolayı hastalanabilmektedir. Esasen bir çalışanın hastalanması gayet doğaldır. İşyerinde olumsuzluklara sebebiyet vermediği sürece, sadece hastalanmış olması bir kişinin işten çıkartılmasını haklı göstermez.
İş Kanunu’nun 18. Maddesi’nde de bu durum dikkate alınarak özellikle bazı durumların fesih için geçerli bir sebep oluşturmayacağı belirtilmektedir. Bunlardan biri de, hastalık veya kaza nedeniyle 25. maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde (bildirim önelleri + 6 haftayı aşmayan) işe geçici devamsızlık yapılmasıdır.
İş Kanunu’nun 25/I-b maddesine göre, işçinin kendi kusuruna dayanmayan hastalık veya kaza nedeniyle işe gelememesi, bildirim süresini altı hafta aşarsa, işveren iş sözleşmesini bildirimsiz (derhal) fesih hakkına sahip olur. İşçinin işe geçici devamsızlığı belirtilen bekleme süresini aşmıyor ise, bu bir derhal fesih nedeni olamayacağı gibi, fesih için bir “geçerli neden” de sayılamayacaktır.
Burada geçerli neden ve haklı neden arasındaki farkı da belirtmek gerekmektedir. Haklı nedenle 4857-25/I-b maddesine göre yapılacak fesihlerde kıdem tazminatı ödenecek ama ihbar tazminatı ödenmeyecektir. Ancak geçerli fesih nedeni oluşuyorsa bu durumda ihbar ve kıdem tazminatı ödenecektir.
Savunma almak şart mı?
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2017/9, K. 2018/10, KT.19.10.2018 (R.G. Tarih ve No: 09.05.2019 – 30769) Kararında; “İşçinin sağlık nedenleriyle bekleme süresini aşan işe devamsızlığının bildirim süresine eklenecek altı haftayı aşması, işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshi için yeterlidir. Dolayısıyla 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince almış olduğu sağlık raporları nedeniyle derhal fesihlerde, işçiden savunma alınması gerekmemektedir” hükmü verilmiş olup, buna göre 4857-25/I-b fıkrası gereğince alınmış sağlık raporları nedeniyle devamsızlığının bildirim süresine eklenecek altı haftayı aşması halinde yapılacak derhal fesihlerde, işçiden savunma alınması gerekmemektedir.
Sık sık hastalanmaya bağlı olarak işçinin sık sık rapor alması iş görme ediminin gerektiği şekilde ifa edilmesini devamlı olarak olumsuz etkiliyor ve işyerinin çalışma düzenini bozuyorsa, işveren geçerli olarak süreli fesih hakkını kullanabilir.
Olumsuzluk var mı?
İşçinin almış olduğu raporlar nedeniyle yaptığı devamsızlıkların ne zaman iş yerinde olumsuzluklara yol açtığı, işçinin yaptığı iş ve iş yerindeki konumu, iş yerinin büyüklüğü/küçüklüğü, devamsızlığın etkisinin diğer işçilere aşırı yük yüklenmeden azaltılıp azaltılamadığı, işçinin kıdemi gibi hususlar dikkate alınarak her somut olaya göre tespit edilmelidir.
İşçinin sık sık hastalanması sonucu aldığı raporlar eğer belirli bir süreyi aşıyorsa ve işyerinde işin yürütümünde bir aksama meydana geliyorsa, işverene bunun sonucunda daha fazla yük geliyorsa, yani o süreler için örneğin, işveren dışarıdan geçici işçi almak zorunda kalıyorsa, iş sözleşmesini sürelere uymak suretiyle fesih mümkün olabilecektir. Nitekim Yargıtay’ın bir kararında “davacının davalı işyerinde çalışırken çalıştığı dönem içerisinde toplam 368 gün rapor aldığı bu süre içerisinde 164 çalışma günü çalıştığı diğer günlerde de izinli olduğu bu çalışma şekline göre kendisinden verim alınmasının mümkün olmadığı daha önceki tarihlerde bu konularda kendisinden savunma da istendiği davacının bu şekilde çalışmasını sürdürdüğü bu çalışma şeklinin geçerli fesih nedeni oluşturduğu…” belirtilmektedir.
Resul Kurt, Star Gazetesi
Source: Muhasebe Haberleri
Leave A Comment