​İşletmeler açısından mal ve hizmet satışları ve bunların tahsilatı günümüzde en önemli hususlardan biri. Mal ve hizmet satışıyla KDV’yi de kapsayan bir tahsilat alacağı doğuyor.

1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren 7104 sayılı Kanunla Katma Değer Vergisi Kanunu’na ilişkin önemli değişiklikler yapılmıştır.

Tahsil edilemeyen ve tahsilat belirsizliği bulunan dava veya icra safhasına gelmiş Şüpheli Alacaklara ilişkin olarak Katma Değer Vergisi’nin indirim konusu yapılmasının mümkün olup olmadığını değerlendirerek, konu hakkında son gelişmelere bir göz atalım.

Vergi Usul Kanunu’nun 322’inci maddesinde “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleri ile zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.” hükmü yer almaktadır.

7104 sayılı Kanun’un 8’nci maddesi KDV Kanunu’nun 29’ncu maddesi ve konu ile ilgili olarak 23 no.lu KDV Tebliği’nin 8 inci maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin III/C-1. No.lu bölümüne aşağıdaki paragraflar eklenmiştir:

“Diğer taraftan, 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir ki; Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, söz konusu mal ve hizmet bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Buna göre, 1/1/2019 tarihinden itibaren, 213 sayılı Kanunun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür. 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.

VUK 322 md kapsamında Değersiz hale gelen Alacağın Katma Değer Vergisi İndirimi

Bahsetmiş olduğumuz yukarıdaki değişiklik ile Katma Değer Vergisi Kanunu’na eklenen söz konusu hükme göre “değersiz alacak” olarak kaydedilen tutarlar içerisinde yer alan KDV’nin 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren indirim konusu yapılabilmesinin yolu açılmıştır.

VUK 323 madde kapsamında Şüpheli hale gelen Alacaklarda Katma Değer Vergisi’nin İndirimi

Şüpheli alacaklar Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesi uyarınca gider olarak ticari kazancın tespitinde indirilebilmektedir.

Öteden beri, Şüpheli hale alacağın Katma Değer Vergisinin karşılık yoluyla gider yazılıp yazılamayacağı da tartışmalara konu olmuştur.

Nihayetinde İdare, Şüpheli hale alacağın Katma Değer Vergisinin de  şüpheli alacak karşılığı yoluyla gider yazılabileceğini 334 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile onaylamıştır.

Peki bu durumda 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7104 sayılı Kanun ile Şüpheli Alacaklar içerisinde Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılabilecek midir?

Öncelikle belirtmek gerekirse; 1.1.2019 tarihinden itibaren değersiz hale gelen alacakların içindeki KDV’ye tekabül eden tutarın indirilmesi imkanı getirilmiştir olmasına ragmen Vergi Usul Kanununun 323.maddesi kapsamında dava ve icra sahfasına getirilerek karşılık yoluyla gider kaydedilen Şüpheli Alacak içerisindeki Katma Değer Vergisinin indirilmesi aşağıdaki belirttiğimiz şartlar dışında mümkün bulunmamaktadır.

Yukarıda bahsi geçen Kanun hükmünün parantez içerisinde yer verilen kısmını incelediğimizde:

Vergi Usul Kanunun 323. maddesine göre daha önce gider yazılarak karşılık ayrılan Katma Değer Vergisi’nin indirim konusu yapılması, Vergi Usul Kanunu’na göre değersiz alacak haline gelerek kayıtlara gelir yazılması şartlarına bağlanmış olduğunu görüyoruz.

Bu durumda da düzenlemeyi incelediğimizde; 7104 sayılı Kanunun 4.fıkrasının parantez hükmünün karışıklık ve tereddüte yol açtığını söylemek istiyoruz.

Şöyle ki; Vergi Usul Kanunu’nun 323’ncü maddesine göre bir ticari alacağını şüpheli alacak olarak kaydeden ve karşılık yolu ile ticari kazancın tespitinde gider kaydı yapan mükellefin durumunun çok açık ve net olmadığını belirtelim.

Buna ilave olarak;  Tahsil edilemeyen alacağa ilişkin VUK 323.madde kapsamında şüpheli alacak karşılığı ayıran bir mükellefin, şüpheli alacak karşılığı olarak gider olarak yazmış olduğu tutarın içinde yer alan KDV’nin “gelir” yazılmak şartı ile söz konusu KDV’nin “indirilecek KDV” yazılıp yazılmayacağı konusun da ilave bir karışıklık yaratmış olduğunu belirtmek isteriz.

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…

7104 sayılı Kanun ve bahsetmiş olduğumuz değişiklik ile Katma Değer Vergisi Kanunu’na eklenen söz konusu hükme göre “değersiz alacak” olarak kaydedilen tutarlar içerisinde yer alan KDV’nin 01.01.2019 tarihinden itibaren indirim konusu yapılabilmesinin yolu açılmıştır.

Bu husus önemli olup böyle bir imkanın VUK 322 maddesi kapsamında Değersiz Alacaklar için getirilmiş olması şüphesiz bir şekilde olumludur.

Ancak yazımızda belirtiğimiz Vergi Usul Kanunu’nun 323.maddesi kapsamında Şüpheli Alacak karşılığı yoluyla gider yazılan Şüpheli Alacağa tekabül eden Katma Değer Vergisinin de indirim hakkı imkanının getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. ​

Bora Yargıç, KPMG

Source: Muhasebe Haberleri