7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Vergi Usul Kanununun tebligatla ilgili 101, 102, 103 ve 157.  maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Maliye Bakanlığı da, 17/12/2017 tarihli ve 30273 sayılı Resmi Gazete’de yayımladığı 485 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bu değişikliklerle ilgili ayrıntılı açıklamalar yapmış bulunmaktadır.

 VUK’daki “Bilinen Adresler” Tanımı Değişmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanununa Göre Oluşturulan Adres Kayıt Sisteminde Bulunan Yerleşim Yeri Adresi Bilinen Adresler Arasına Eklenmiştir.

VUK’un “Bilinen Adresler” başlıklı 101. Maddesi,

“Madde 101- Bu kanuna göre bilinen adresler şunlardır:

1. Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler;

2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler;

3. İşi bırakmada bildirilen adresler;

4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler;

5. Yoklama fişinde tesbit edilen adresler;

6. (Değişik: 23/6/1982-2686/18 md.) Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler;

7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tesbit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartıyla);

8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tesbit edilen adresleri.

Mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibariyle tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tesbit edilmiş olanı nazara alınır.”

Şeklinde iken, 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

“Madde 101 (7061 sayılı kanunun 16 ncı maddesiyle değişen madde; Yürürlük 1/1/2018)  Bu Kanuna göre bilinen adresler şunlardır: 

1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,

2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,

3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.

Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır. 

İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.

İşyeri adresi olmayanlara tebliğ, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.”

 Bilinen İşyeri Ve Yerleşim Yeri Adresleri Aşağıda Olduğu Gibidir:

213 sayılı Kanunun 101. maddesine göre bilinen işyeri adresleri;

– Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen

– Adres değişikliğinde bildirilen

– Yoklama fişinde yer alan

– İlgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen

adreslerdir.

Buna göre; 1/1/2018 tarihinden itibaren yapılacak tebligatlarda yukarıda yer alan işyeri adresleri dikkate alınacaktır.

Burada yapılan en önemli düzenleme, tebligatların etkin ve hızlı olarak yapılmasını sağlayacak olan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri (ikametgah) adresinin, bilinen adresler arasına dâhil edilmiş olmasıdır. Buna paralel olarak diğer bir çok adres madde kapsamından çıkarılmıştır.

Öte yandan bilinen yerleşim yeri adresi olarak sadece 5490 sayılı Kanuna göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi kabul edildiğinden, mükellef tarafından vergi idaresine yerleşim yeri adresi bildirimi yapılmayacak, şayet yapılmış ise bu bildirimde yer alan adres yerleşim yeri adresine yapılacak tebligatlarda dikkate alınmayacaktır.

 Bilinen Adrese Tebligat

Mükellefin bilinen birden çok işyeri adresi varsa maddede yazılı bilinen işyeri adreslerinden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınacak ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılacaktır. Bu anlamda tebliğ evrakını gönderecek idare öncelikle kayıtlarını tetkik ederek maddede belirtildiği şekilde kayıtlarına intikal etmiş işyeri adresi olup olmadığını kontrol edecek, bu kapsamda bir işyeri adresi bulunması durumunda tebligat bu işyeri adresinde yapılacaktır.

İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların;

– Geçici veya daimi ayrılma gibi nedenlerle bu adresinde bulunamaması,

– 213 sayılı Kanunun 160. maddesinin birinci fıkrası ve ilgili mevzuatı kapsamında işini bırakması veya

– 213 sayılı Kanunun 160. maddesinin ikinci fıkrası ve ilgili mevzuatı kapsamında işini bırakmış addolunması hallerinde

tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacaktır.

Bilinen işyeri adresi olmayanlara tebliğ ise doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacaktır.

Tebliğ Evraklarının Teslimleri De Yeni İlkeler Göre Düzenlenmiştir: 

VUK’un “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. Maddesi,

“Madde 102- Tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarf posta idaresince muhatabına verilir ve keyfiyet muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tesbit olunur.

Muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memuru durumu zarf üzerine yazar ve mektup posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderilir.

Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur.

Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tâyin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemiyerek iade olunursa tebliğ ilân yolu ile yapılır.

Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya her hangi bir sebeple imza edemiyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ olunur.

Muhatap tebelluğdan imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur.”

Şeklinde iken, 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

“Madde 102- (7061 sayılı kanunun 17. maddesiyle değişen madde; Yürürlük 1/1/2018) Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilir ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunur.

Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin başparmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edilir.

Muhatap tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Posta memuru, durumu tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim eder. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılır.  

Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bu durumda bu Kanunun 101 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre işlem yapılır.

Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.

Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Muhatabın İşyeri Adresinde Tebliğ Yollanması

Bilinen işyeri adreslerinden tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınarak tebliğ öncelikle bu adreste yapılacaktır.

Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilecek ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacaktır. Zarfın posta memuru tarafından muhatabına verildiği tarihte tebliğ yapılmış sayılacaktır.

213 sayılı Kanunun 94. maddesi kapsamında tebliğ yapılacak olanların adreste bulunamaması (geçici ayrılmalar dâhil) halinde durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilecektir. Bu durumda kapıya pusula yapıştırılmayacak ve tebliğ evrakı derhal gönderildiği idareye iade edilecektir.

Bu duruma göre tebliğ;

– Gerçek kişilerde kendisinin,

– Tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin,

– Tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin

“adres kayıt sistemi”nde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacaktır.

Muhatabın Adres Kayıt Sisteminde Bulunan Yerleşim Yeri Adresinde Tebliğe Yollanması

213 sayılı Kanunun 94. maddesi kapsamında tebliğ yapılacak kişinin bilinen işyeri adresinde bulunamaması (geçici ayrılmalar dâhil) ya da muhatabın bilinen işyeri adresinin olmaması durumlarında, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligata çıkılarak, tebliğ bu adreste yapılacaktır.

Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilecek ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacaktır. Zarfın, posta memuru tarafından muhatabına verildiği tarihte tebliğ yapılmış sayılacaktır. 213 sayılı Kanunun 94. maddesi kapsamında tebliğ yapılacak olanların yerleşim yeri adresinde bulunamaması (geçici ayrılmalar dâhil) halinde durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilecektir. Bu durumda kapıya pusula yapıştırılmayacak ve tebliğ evrakı derhal gönderildiği idareye iade edilecektir.

Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından olayın özelliğine göre (zamanaşımı vs.) tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkılacaktır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakına, adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine ikinci defa çıkıldığına ilişkin ibare konulacaktır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren ve bu tebliğ ekinde yer alan tebligat pusulası (pusula) kapıya yapıştırılacaktır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilecektir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihi izleyen on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacaktır.

Muhatabın Tebellüğden Kaçınması Halinde Durum Nedir?

Bilinen işyeri veya yerleşim yeri adresinde bulunmasına karşın muhatabın tebellüğden imtina etmesi durumunda, posta memuru tarafından tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren pusula kapıya yapıştırılacaktır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilecektir. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılacaktır.

Tebliğin İlanla Yapılacağı Durumlar Yeniden Düzenlenmiştir:

VUK’un “Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller” başlıklı 103. Maddesi,

“Madde 103- Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoluyla yapılır:

1. Muhatabın adresi hiç bilinmezse;

2. Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse;

3. Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa;

4. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa.”

Şeklinde iken, 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

“ Madde 103- (7061 sayılı kanunun 18. maddesiyle değişen madde; Yürürlük 1/1/2018) Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoluyla yapılır:

1. Muhatabın bu Kanunun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa,

2. Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa,

3. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa,

4. Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa.”

Yapılan değişiklikle, bilinen işyeri adresinde tebliğ yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir yerleşim yeri adresi olmaması durumu ilanen tebliğ yapılacak haller arasına ilave edilmiştir.

Buna göre muhatap tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen, yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adreslerinde tebliğ yapılamaması hâlinde, tebliğ evrakını gönderecek idare tarafından yapılan araştırma sonucunda muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir yerleşim yeri adresi bulunmazsa tebliğ ilan yoluyla yapılacaktır.

Öte yandan, muhatabın 213 sayılı Kanunun 101. maddesi kapsamında bilinen adresinin olmaması, yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmaması ve başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmaması durumlarında da tebliğin ilan yoluyla yapılmasına devam edilecektir.

Mükelleflerin Yerleşim Yeri Adresi Değişikliklerini Vergi Dairesine Bildirme Mecburiyeti Kaldırılmıştır, İşyeri Adresi Değişikliklerinin Vergi Dairesine Bildirme Zorunluluğu Devam Etmektedir:

VUK’un “Adres Değişikliklerinin Bildirilmesi” başlıklı 157. Maddesi,

“Madde 157- 101 inci maddede yazılı bilinen iş veya ikamet yeri yeri adreslerini değiştiren mükellefler, yeni adreslerini vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.”

Şeklinde iken, 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 05/12/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: 

“Madde 157- 101 inci maddede yazılı bilinen iş (7061 sayılı kanunun 20 nci maddesiyle kaldırılan ibare; Yürürlük 05.12.2017)(*) yeri adreslerini değiştiren mükellefler, yeni adreslerini vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.”

Madde hükmünde yapılan bu değişiklikle, mükelleflerin yerleşim yeri adresi değişikliklerini vergi dairesine bildirme zorunluluğu kaldırılmıştır. Ancak,  işyeri adreslerini değiştiren mükelleflerin yeni işyeri adreslerini vergi dairesine bildirme mecburiyeti devam etmektedir.

Diğer Konular 

VUK’un 107. maddesi kapsamında tebliğlerin posta yerine memur vasıtasıyla yaptırılması durumunda da, yukarıda belirtilen esaslara uyulacaktır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Kanunun 107/A maddesi ve 456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında tebliğe elverişli elektronik adresi bulunanlara tebligatların elektronik ortamda yapılmasına (e-Tebligat) devam edilecek olup, bu uygulamada herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.

SONUÇ

Maliye Bakanlığı ve bağlı vergi daireleri tarafından vergi mükelleflerine, tüzel kişilere, tasfiye memurlarına, ikincil amme borçlusu gibi kabul edilen diğer kimselere yapılan tebligatlar da geçmiş yıllarda önemli sorunlar ortaya çıkmıştır. Özellikle tebligatla ilgili vergi yargısına başvuran mükellefler vergi mahkemesi aşamasında veya Danıştay da açtıkları birçok davaları kazanarak idarenin yapmış olduğu tebliğ işlemlerin iptal ettirmişlerdir. 2016 yılından itibaren e-tebligat sisteminin benimsenmesiyle birlikte vergi idaresi tebligatlarla ilgili artık sorun yaşamayacak duruma gelmiştir. 7061 sayılı yasa ile yapılan düzenlemelerde 213 sayılı VUK ilgili tebliğ maddelerindeki geçmiş yıllarda yaşanan sorunlarda önemli ölçüde giderilmiş olacaktır.

Av. Nazlı Gaye Alpaslan, Hürses Gazetesi

Source: Muhasebe Haberleri