Günümüzde işgücü piyasasındaki esnekleşme sonucunda çok çeşitli çalışma modelleri söz konusu. Bu açıdan, bazı çalışanlar işverenin fiziksel olarak kontrolünde bulunmayan yerlere bağımsız şekilde çalışıyorlar.
Geleneksel yapıdaki evden çalışma, yani işverenin parça başına ücret ödemesi karşılığında evde üretim yapılan çalışma şekli halihazırda varlığını sürdürüyor olsa da özellikle nitelikli işlerde, nitelikli işgücünün evde çalışması giderek artmaya başladı.
Evde çalışma, çalışanlar açısından trafik derdi çekmeden çalışma anlamına gelirken, işverenler açısından da iş yeri giderlerini önemli ölçüde düşürme anlamına geliyor.
Diğer taraftan, “zamanın özgürce kullanımı” tartışmalı bir konu. Çalışan her ne kadar evde olsa da çoğunlukla bir ağ üzerinde merkezi iş yerine bağlı oluyor. Fakat zamanın esnek kullanımı da evde çalışmanın gerekçelerinden birini oluşturuyor. Özellikle bilgisayar programcılığı, çeviri ve medikal araştırmalarda veya proje bazlı işlerde bu tür çalışmalar hızla gelişti.
Sosyal güvenlik hukuku için aradaki fark önemli
Evde çalışma halinde işçinin işverenle olan bağımlılığı zayıflıyor. Bunun anlamı, işverenin işçi üzerindeki talimat verme yetkisinin önemli ölçüde sınırlanıyor olması.
Bu nedenle, evde çalışanların en büyük sorunu da bu kişilerin işçi olarak mı yoksa bağımsız çalışan olarak mı değerlendirileceği. Bu kişilerin işçi olduğunun kabulü halinde hem iş hukukundan hem de sosyal güvenlik hukukundan doğan hakları bulunuyor.
Evde çalışan kişiler, işverenin iş organizasyonu içinde yer alıyorlar, belirli ölçüde ona bağlı olarak çalışıyorlarsa, bu kişiler işçi sayılıyor.
Özellikle tele çalışma dediğimiz, online veya online olmamakla birlikte işverenden her an emir ve talimat alabilecek durumda belirli saatlerde yapılan çalışmalarda, evde çalışanların işçi oldukları net bir şekilde kabul ediliyor.
Fakat evde çalışan kişi tamamen kendi çalışma düzenini belirliyor ve işin sonucunu işverene götürüyorsa, örneğin üzerinde çalıştığı projeyi tek başına yapıp iş bittikten sonra işverene teslim ediyorsa, kişinin işçi olup olmadığını tespit etmek güçleşiyor. Bu durumda kişinin serbest bir girişimci olarak çalıştığı kabul edilirse, ortada bir işveren bulunsa da çalışan kişi işçi olmayacaktır.
Bağımsız çalışmada belirleyici olan, kişinin karar verme özgürlüğüne sahip olup olmaması, işi reddetme imkânının olup olmaması, müşterileri serbestçe seçebilmesi, fiyatları kendinin belirleyebilmesi ve oluşan zararlardan da kendinin sorumlu olması gibi unsurlardır.
Eğer evde çalışan kişinin bahsedilen unsurlardan birçoğuna sahip olduğu anlaşılıyorsa, kişi işçi olarak değil bağımsız çalışan olarak kabul edilmektedir.
İş Kanunu’nda yeri var
İş Kanunu’nun 14. maddesinde uzaktan çalışma düzenlenmiş durumda.
Buna göre, işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçlarıyla iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi uzaktan çalışma olarak tanımlanıyor.
Borçlar Kanunu’nunda da evde hizmet sözleşmesi, işverenin verdiği işi işçinin kendi evi veya belirleyeceği başka bir yerde bizzat veya aile bireyleriyle birlikte bir ücret karşılığında yaptığı iş olarak tanımlandı.
Sözleşme yazılı olmak zorunda
Yazılı olarak yapılacak evde çalışma sözleşmesinde, işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer almalıdır. Borçlar Kanunu’na göre, evde çalışanlar sürekli bir şekilde çalıştırılmıyor, iş geldikçe çalışıyorlarsa, sözleşmeleri belirli süreli olarak yapılabiliyor.
Ancak bu kişiler sürekli iş alıyor veya aralıklı çalışsalar da sözleşmelerinde baştan belirsiz süreli yapıldığına ilişkin hüküm varsa sözleşmeleri belirsiz süreli kabul edilmektedir.
İşveren iş kazasından sorumlu tutulabilir
İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlü.
Çalışanlar evde bir kazaya uğrarsa kazanın iş kazası olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışmalı. Evde meydana gelen her kaza iş kazası sayılmamakta. Fakat yapılan iş nedeniyle bir kazaya uğranması halinde bu kaza evde de olsa iş kazası kabul edilecektir.
Yapılan işle ilgili evde kaza meydana gelmesi ve işverenin yukarıdaki yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde işveren bu kazadan sorumlu olacaktır. Örneğin, işverenin bilgisayar başında iş yapan evde çalışana ergonomi hakkında güvenlik önlemlerini anlatmaması nedeniyle çalışan sakatlanırsa işveren sorumlu tutulabilecektir.
Cem Kılıç – Milliyet Gazetesi
Source: Muhasebe Haberleri
Leave A Comment